AKP ve Kadına Dönük Politikaları

Tarihsel bağlamda kadın, ezilmişlik tarihi bakımından özellikle erkeğin fiziksel, psikolojik, cinsel şiddetine sistematik olarak maruz kalmaktadır. Toplamda bu meseleyi tarihsel ve sistematik bir mesele olarak çözümlemek gerekmektedir. Çünkü kadının ezilmişliğinin geçmişi ve süregelen biçimleri vardır, böyle ele alınmalıdır.

Türkiye, Kürdistan ve toplamda Ordadoğu’da kadının ezilmişliği anlatılan tarihsel bağlamdan kopuk olmamakla birlikte bu coğrafyaya da özgü haldedir. Savaşın, kıyımın yanısıra eylemin ve direnişin en özgün hedefi ve öznesi kadınlar olagelmiştir. Bu sebepledir ki, devletlerin, hükümetlerin kendi bağlamlarında kadına yönelik politikalar üretmesi hem kaçınılmaz hem de hayati önemdedir. Peki, bu politikaların kadınların çıkarına, yararına olduğuna inanabilir miyiz?

Kadına yönelik şiddetin ülkemizde gizlenemeyecek derecede artmasının AKP politikaları ile doğrudan bağlantılı olduğu su götürmez bir gerçek. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak artan şiddet, AKP iktidarı döneminde kadınlara ve LGBTİ+’lere dönük nefret ve kimliksizleştirme siyasetinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Ekonomik ve sosyal açıdan nefes alanı giderek daraltılan kadınların toplumdaki statüsü tesadüfi olmayan bir biçimde değiştirilip dönüştürülmeye çalışılıyor. AKP iktidarı dönemine kadar kadınların elde etmiş olduğu yetersiz sayılabilecek hak ve kazanımlar ise AKP iktidarı döneminde bilinçli politikalarla yok edilmeye çalışılıyor. Kadın ve erkek arasında yasal ve fiili eşitliğin tesis edilmediği bir sistemde “kadın olma” gerçeğinin kabul edilmesi, kadın olmaktan yana uğranan şiddetin yaşam hakkının dahi gaspı sorununun çözümüne yönelik hiç bir aşamaya gelinememesini doğurur. Bu sebeple ortaya çıkan her türlü kayıp doğrudan devletin ve siyasi iktidarın sorumluluğundadır. Bırakıverelim yasal ve fiili eşitliğin tahsisini bizzat AKP iktidarı tarafından kadın düşmanlığı sürekli olarak körüklenmektedir. Temel neden, AKP’nin projesi muhafazakâr toplum yapısıdır. Muhafazakâr aile ile bu yapıyı kurumsallaştırmaya çalışan AKP kendine projesini uygulamaya geçirecek kadını da yaratma derdindedir. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın adını dahi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak değiştirecek kadar önem atfedilen aile kurumu, kadının hayatta kalabilmesi için razı olması gereken bir kurum olarak dayatılmaktadır. İktidarın kadına yönelik politikalarına uygun olarak polisin keyfi davranışları ile hakimlerin kadınları katledenler hakkında indirim uygulamaları, hali hazırda yetersiz olan yasalardaki ceza miktarından bile daha az ceza alınmasına sebebiyet vermekte, “ödül” niteliğinde cezalar ile kadına karşı şiddet uygulayanlar cesaretlendirilmektedir.

AKP hükümeti, bir yandan kadın düşmanı politikalarının dozunu arttırarak “yeni” kadın modelini dayatmakta, bir yandan da bu modeli başta aile içinde olmak üzere tüm alanlarda ikincil bir rolün kanıksandığı konuma itmektedir. Buna karşı hayatını şekillendirmek isteyen, ses çıkaran, kentine, köyüneyaşam alanlarına yapılan saldırılara sessiz kalmayan kadınları doğrudan katletmekte ya da katlettirmektedir. Kendine dayatılan bu role direnen kadınlara uygulanan şiddet, AKP tarafından desteklenmekte ve her geçen gün artmaktadır. Buna karşılık kadınlar, dünyadan ve coğrafyalarından edindikleri deneyimlerle kurtuluşu sokakta bulmakta ve yaşama sarılan güçleriyle kendi özsavunmalarını kuşanmaktadır. Erkek devlet şiddetine direnmekte, artık sadece “… ayında … kadın öldürüldü.” cümlesine bile “… kadın erkek şiddetine karşı özsavunmasını gerçekleştirdi.” dedirterek istatiksel bir veri olmanın dışına çıkmaktadır. Kadın dayanışması kaçınılmaz bir sonuç olarak kendini dayatırken AKP, kadın dayanışma-
sının gündemleri 25 Kasım ile 8 Mart’larda sokakları gasp etmeye kadın sesini kadın rengini griye boyamaya çalışmaktadır. Bunun son örneği, parlementoda kadın renginin seçilmiş yegane temsilcisi HDP’ye darbe indirme girişimleridir. HDP’li kadın vekiller ve onları seçenler zindanları ve sokakları direniş alanlarına dönüştürmede geç kalmamışlardır. AKP’nin kadına yönelik politikaları yine kadınların duvarına çarpacak ve ilmek ilmek kadınlara direniş tarihi yazdıracaktır.