Tiocfaidh ár lá! (Bizim de Günümüz Gelecek) – Mert Karatağ

Bobby Sands'in Belfast'taki Sinn Féin binasının duvarındaki resmi

“Sadece işçiler güçlü ve cesur

Birlikte, tek yumruk olursa,

Tiranın elinden kurtulmayı umabilir

Ve o muazzam güneşi görmeyi.

Özgürlükten doğan muazzam güneşi,

Canı gönülden kazanılmış özgürlükten.”

Bobby Sands

5 Mayıs 1981’de Long Kesh Cezaevi H-Blok’da ölüm orucu eyleminin 66. gününde IRA’nın devrimci önderlerinden Bobby Sands ölümsüzleşti!

Bobby Sands’ın da etkilendiği ve IRA’nın tarihinde devrimci önderliğiyle ön plana çıkmış James Connolly, İrlanda işçi sınıfını sıkı bir şekilde ulusal kurtuluş mücadelesinin öncülüğüne yerleştirmiş ve bunu şöyle ifade etmiştir: “İrlanda işçi sınıfı kendisini kurtarmalıdır ve kendisini kurtarırken kendi ülkesini de özgürleştirmelidir.” Connolly’nin öngördüğü bağımsız İrlanda sadece İngiliz emperyalizminin ayak bağlarından değil, aynı zamanda kapitalizmin sömürücü ilişkilerinden de kurtulmuş bir İrlanda’ydı.

“Yarın İngiliz ordusunu ortadan kaldırsanız ve yeşil bayrağı Dublin Kalesi üzerine çekseniz bile, Sosyalist Cumhuriyet örgütü için işe koyulmadığınız sürece çabalarınızın hepsi boşa gidecektir. İngiltere hala sizi yönetecektir. Kapitalistleriyle, toprak sahipleriyle, finansçılarıyla, bu ülkeye ekip annelerimizin gözyaşları ve şehitlerimizin kanı ile suladığı ticari düzeni ve bireyci kuruluşlarıyla sizi yönetecektir.”

Nitekim 1916’da ölümsüzleşen Connolly’in söylediği ve öngördüğü gelecek gerçekleşti. 1916 yılında Paskalya Başkaldırısı’ndan sonra İngiliz sömürgeciliğine karşı mücadele etmek için örgütlenen İrlandalı gönüllüleri tarafından IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) ilan edildi. IRA, İngiliz emperyalizmine karşı ulusal kurtuluş mücadelesini büyüttü ve savaş sonucunda barış antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre Kuzey İrlanda, İngiliz emperyalizmiyle aynı çatı altında kalacaktır. Güney İrlanda ise Serbest İrlanda Devleti olarak bağımsızlığını ilan etti fakat IRA içerisinde bağımsızlığın sosyalizm ile birlikte olabileceğini ve İrlanda adasının tamamı özgürleştirildiğinde bağımsızlığın olabileceğini düşünülüyordu. IRA; emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı hem Kuzey İrlanda’daki İngiliz emperyalizmine hem de Connolly’in öngördüğü gibi finansçılarını ve kapitalistlerini yaratan, İngiliz emperyalizmiyle işbirliği içerisindeki İrlanda devletine karşı savaş başlattı.

 

Bobby Sands; Özgürlüğün Direnç Çiçeği

“Bizim intikamımız çocuklarımızın atacağı kahkahalar olacak!” 

Bobby Sands

Bobby Sands, 9 Mart 1954’te Kuzey İrlanda’nın Newtownabbey’de Kuzey Belfast’ta dünyaya gelir. Çocukluğunda İngiliz emperyalistleri yanlısı protestanların tehditlerinden kaynaklı taşınmak zorunda kalmışlardır. 1972 yılında ailesiyle Belfast’a taşınırlar. Burada devrimci mücadeleyle IRA (İrlanda Cumhuriyat Ordusu) ile birlikte tanışmaya başlar.

Bobby Sands, devrimci mücadeleye katılmasından kısa bir zaman sonra kaldığı evde dört tabancanın bulunması sebebiyle çıkarıldığı mahkemede beş yıl hapse mahkum edilir.

Hapishane yıllarını sürekli okuyarak geçiren Bobby Sands için İrlandalı yazar Danny Morrison şöyle diyor: “Bobby, cezaevi yıllarını yalnızca İrlanda’ya dair değil tüm dünya tarihine dair doymak bilmez okumalar yaparak geçirdi ve 1976 Mart’ında cezaevinden, kendini Sosyalist İrlanda Cumhuriyeti’ne adamış bir radikal cumhuriyetçi olarak çıktı.”

Bobby Sands cezaevinden çıktıktan yaklaşık altı ay sonra IRA, bombalı bir eylem gerçekleştirir ve eylem sonrasında Kuzey İrlanda’daki emperyalist sömürgeci güçler ile IRA arasında çatışma çıkar. Bu olaydan sonra Bobby Sands’ın kullandığı iddia edilen bir silah onun bulunduğu bir arabada çıkar. Bobby Sands, İngiliz emperyalizminin mahkemelerinde on dört yıl hapse mahkum edilir ve Long Kesh cezaevine gönderilir.

Bobby Sands’ın cezaevinde bulunduğu 1976 yılında İngiliz emperyalizmi, sömürgeciliğine karşı mücadele yürütenlerin iradelerini kırmak için cezaevlerinde yeni bir politikaya başvurur. Politik tutsaklara karşı “kriminalizasyon” adını verdiği bu politikaya göre; İrlanda’da politik tutsak yoktur, cezaevindeki herkes adli suçludur, herkes tek tip elbise giymek ve cezaevi hizmeti görmek zorundadır. Long Kesh cezaevinde H-Blokları adı verilen sekiz özel tip kanat inşa edilir ve IRA tutsakları bu bloklara sevk edilerek İngiliz emperyalizminin “kriminalizasyon “ politikası ilk olarak onlara uygulanır. IRA tutsakları, ulusal kurtuluş mücadelesi yürüttükleri için adli suçlu olmadıklarının, sosyalist İrlanda Cumhuriyeti için mücadele ettiklerinden tek tip elbiseyi giymeyeceklerinin ve bu uygulamaların hiçbirini kabul etmeyeceklerinin beyanı olarak Long Kesh cezaevinde protestoya başlarlar. Tek tip elbise uygulamasını kabul etmemelerine karşılık cezaevi yönetimi tutsakların sivil kıyafetlerine el koyar. Çıplak kalan devrimci tutsaklar, tek tip elbise giymeyi yine de reddetmeye devam ederler ve battaniyelere sarılarak “battaniye protestosu” başlatırlar.

İki yıl süren battaniye protestosu sonucunda devrimci tutsakların iradesini kıramayacağını ve tek tip elbiseyi giydiremeyeceğini anlayan İngiliz emperyalizmi, cezaevlerindeki işkenceyi şiddetlendirir. Devrimci tutsaklar her tuvalete gitmek için hücrelerinden ayrıldıklarında gardiyanların işkencesine maruz kalırlar. Bunun üzerine IRA tutsakları hücrelerinden çıkmama kararı alırlar. Devrimci tutsaklar hücrelerine tuvalet ve duş bağlanmasını talep eder. Cezaevi yönetimi bu talebe karşı cevap olarak devrimci tutsaklardan birisine kaba dayak işkencesi uyguladıktan sonra tecrit hücresine atar.

Cezaevi yönetiminin bu karşı cevabı, H Bloklarında başkaldırıya sebebiyet verir ve devrimci tutsaklar ranzalarını devirerek karşı duruş sergilerler. Bunun üzerine cezaevi yönetimi, devrimci tutsakların ranzaları ve eşyalarını da hücrelerinden alarak, el koyar. Yalnızca battaniyeleriyle kalırlar. Hatta bununla da kalınmaz, tutsakların tuvalet ihtiyaçlarını gördükleri kovaların da, protestolara son verilmediği takdirde alınmayacağı açıklanır. Bu durumda tutsakların tek çaresi dışkılarını hücre duvarlarına sürmek olacaktır. İşte “pis protesto” da böyle başlar.

Bobby Sands 1980 yılına kadar devam eden tüm bu süreç boyunca Long Kesh Cezaevi H-Blokları’ndadır. 1980 yılında Sands, IRA’nın cezaevi sorumlusu olur. Aynı yılın ekim ayında işler iyice içinden çıkılmaz bir hâle geldiğinden, H-Blok tutsakları açlık grevine başlarlar. Thatcher hükümeti ilk başta geri adım atar ancak açlık grevi sonlanınca tekrar baskılarını artırır. Bunun üzerine Sands 1 Mart 1981’de ölüm orucuna başlar.

Bobby Sands’ın yoldaşı Séanna Walsh’ın ölüm orucu eylemini başlatma sebeplerini şöyle anlatıyor:

“1972’de 35 gün süren bir açlık grevinden sonra, İngiliz Hükümeti ile yapılan barış görüşmeleri sırasında, IRA mahkumlarının talebi savaş esirleri muamelesi görmekti. Mart 1976’da Cumhuriyetçi Direniş Hareketi’nin ruhunu ve moralini bozma çabasıyla, İngilizler bu statüye son verdiklerini açıkladılar. IRA mahkumları suçlu damgasını, hapishane işlerini yapmaya zorlanmayı ve tek tip üniforma giymeyi reddettiler. Çırılçıplak soyulmuş halde, sürekli şiddet görüyorduk. 24 saat boyunca hücrelerimize hapsedilmiştik. Egzersiz yok. Ziyaret izni yok. Tuvalet veya duşa erişim yok. Kitap, radyo, televizyon yok. İşte bu korkunç koşullar bizi açlık grevine itti; hapishanedeki aşağılık işleri yapmayı sonlandırmak ve kendi kıyafetlerimizi giyebilmek için.”

“ama özgürlüğün çiçeği açacaktır
tabutun karanlığında da olsa.”

Bobby Sands

Bobby Sands’in ölüm haberinden sonra Belfast sokaklarında çocuklar.

Bobby Sands, yukarıdaki dizeyi ölüm orucundayken yazmıştır. Ölüm orucu sırasında Fermanagh ve Güney Tyrone bölgesinden İngiliz parlamentosuna milletvekili olarak seçilmiştir. İngiliz emperyalizmi, halkın bu desteği karşısında devrimci tutsakların taleplerini görüşmek yerine, devrimci tutsakların milletvekili seçilmesini engellemenin yollarını aramıştır. Bobby Sands, 5 Mayıs 1981’de ölümsüzleştiği gün ölüm orucu eyleminin 66. günündeydi ve 27 yaşındaydı. Ondan sonra dokuz yoldaşı da ölüm orucu eylemleri sonucunda ölümsüzleşti. “Battaniye” ve “Yıkanmama” protestosu sırasında 16 gardiyan IRA milisleri tarafından öldürülerek cezalandırıldı. Dünya kamuoyuna direnişleri damgasını vurdu, Ekim ayında İngiliz hükümeti politik tutsaklık statüsünü tanımaksızın devrimci tutsakların bütün taleplerini kabul etti ve sonucunda ölüm orucu eylemlerine son verildi.

Bobby Sands, İrlanda’nın İngiliz emperyalizmine karşı ulusal kurtuluş mücadelesinin amacını ve yolunu şöyle ifade ediyor:

“Yabancı, zulmedici Britanya varlığı def edilip, tüm İrlanda halkını kendi işlerini kontrol eden, kendi kaderlerine karar veren, aklı ve bedeni hür, bağımsız insanlar olarak; kültürel, ekonomik anlamda ayrı ve özgür bir birim halinde bırakıncaya kadar İrlanda’da asla barış olmayacak.” 

Bobby Sands, hapishanedeyken tuvalet kağıtlarını ve sigara kağıtlarını biriktirip içeri gizlice sokulan bir kalemle çok fazla olmasa da anılarını yazmıştır. Görüşme günlerinde, yazdığı tuvalet kağıtlarını vücuduna sararak dışarıya ulaştırmayı başarmıştır. Yazmış olduğu şiirler ve hapishanede yaşamış olduğu anıları anlatan kitapları mevcuttur. Morrison, Sands’in kitaplaştırılan “Cezaevi Günlüğü”nün 40000’in üzerinde sattığını belirtiyor. Şiir kitabı “Hapishane Şiirleri” ismiyle yayımlanmıştır. Öykü ve şiirlerinin bir kısmı ise, o cezaevindeyken “Republican News” gazetesinde kız kardeşinin ismiyle (Marcella) yayımlanmıştır.

Emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı yürütülen ulusal kurtuluş mücadelesinde bayraklaşan Bobby Sands’ın cenaze törenine binlerce insan katılmıştır. Cenaze töreni engellenmek istenilse de İrlanda halkı Bobby Sands’ı bağrına basmıştır. IRA; cenaze töreninde, yoldaşlarının son yolculuğunda onun yanı başında olarak uğurlamıştır.

Bobby Sands, Belfast sokaklarında son yolculuğuna uğurlanıyor.
IRA, cenazede yoldaşları için saygı duruşu esnasında atış yapıyor.

Bobby Sands; hayatta, kavgada ve Long Kesh H Blok içerisinde dünyanın duyarsız kalamayacağı tarzda bir direnişi ördü ve günbegün üretime dayalı bir kültür inşa etti. Devrimci mücadeleye bırakmış olduğu mirasa saygıyla ve mücadelesine bağlılıkla onu anıyoruz.

Bobby Sands’ın günlüğündeki son sözleri ile; ‘Tiocfaidh ár lá! (Bizim de Günümüz Gelecek) diyerek bitiriyoruz.