Soykırımın Yıldönümünde Paramaz’ı Hatırlamak – Derya Yılmaz

15 Haziran 1915 sabahı daha gün doğmadan hapishaneden çıkarılan Paramaz ve 19 arkadaşına, idam edileceklerine dair bildiri okundu. Paramaz -gerçek adıyla Madtios Sarkısyan- yoldaşlarına şu sözleri sarf etti; ”Yoldaşlar, yiğitçe başımız dik gideceğiz ölüme!”

 

1914 senesinin Haziran’ında sosyal demokrat Hınçak Partisi’nin 120 üyesi, 17 Eylül 1913’de Romanya’nın Köstence şehrinde yapılan 7. Kongresinde, İttihak ve Terrakki yöneticileri; Talat, Enver ve Cemal Paşa’ya suikast düzenlenmesi kararının alındığını duyunca her biri tutuklandı. Tutuklananların 71’i rüşvet ve aracılar sayesinde serbest bırakılır. Hınçak Partisi’nin Merkez Yürütme Komite üyesi olan Paramaz ve partinin diğer üyelerinden oluşan 49 kişinin tutukluluğu devam eder. Tutukluların Divan-ı Harp’de yapılan yargılama 10 Mayıs 1915’de başlar ve 27 Mayıs 1915’de sonuçlanır.

 

Yapılan mahkemeler sonuçlanınca Paramaz ve 21 Hınçak Parti üyesi ”Özgür ve bağımsız bir Ermenistan kurma amacıyla silahlı eylemlerde bulunmak, yabancı devletleri Osmanlı’ya karşı kışkırtarak, devletin bölünmez bütünlüğüne yönelik tehlikeli planlar yapıp, Osmanlı halklarından bir kısmını Osmanlı hakimiyetinden ayırıp kendi basınç devletler yaratma amaçlı, değişik yerlerde alenen ve gizli toplantılar gerçekleştirmek, basın yayın yoluyla bu amaçların propagandasını yapmak ve kışkırtıcı çalışmalar örgütlemekle” suçları iddiası ile idam cezası hükmü verilmiştir.

 

Stepan Sabah- Gülyan ve Hagop Tivrapyan (Varaztad) yakalanmamış olduklarından onlar için hükmolunan idam yerine getirilemez. Divan-ı Harp’te yargılanan 27 kişide hapis ve sürgün cezası alır. Paramaz yargılama esnasında şu sözleri sarf eder; ”Söylediğim çok basit. Hınçak Partisi, 1908 meşrutiyet ilanı akabinde kabul edilen anayasa temelinde, toplumsal yararlılığı, amacı ve programı bu devletin İçişleri Bakanlığı tarafından kabul ve onay görmüş, resmi kaydı yapılmış bir partidir. Öyleyse bu durumda bir suçlu varsa, bu İçişleri Bakanlığı’dır.” Mahkeme başlanı Hursit’in; ”Türkiye’yi parçalayıp yok etmek niyetiyle bağımsız bir Ermenistan kurma amacına hizmet ettiğiniz doğru mudur?’’ sorusuna Paramaz şu sözlerle cevap vermiştir; ”Siz ülkemizi bundan altı yıl önce bizden kopartmaya çalışıp, işgal ettiniz. Halkımızı sürekli olarak katliamlar yoluyla yok etmeye çalıştınız ve şimdi de tüm Osmanlı vatanını bir Türkiye Devleti’ne dönüştürme çabası içerisindesiniz. Ancak siz bunu yaparken suçlu görülmüyorsunuz da, aynı şeyi yapmaya kalkışıp, tarihsel hakkımızı yeniden elde etme amacı için çabalamamızdan dolayı biz mi suç işlemiş sayılıyoruz?”

 

15 Haziran 1915 idam günü infaz Beyazıt Meydanı – Harbiye Nazırı- önünde gerçekleşti. Doktor Benne ve dokuz işçiyi içeri getirdiler. Divan-ı Harp Başkanı, Merkez Komutanı ve yardımcısı, komiserler, merkez memurları, polis müdürü Bedri içeri girdi. Onlar içeri girdikten sonra genç bir Subay elinde kalınca bir kağıt dosyayla içeri girdi ve mahkumlara şu sözleri kullandı; ‘’ Divan-ı Harp’in sizleri idama mahkum etme kararı Sultan tarafından onaylanmıştır. Az sonra ölüm kararı uygulanacaktır. Bu papaz sizin dini son görevinizi yerine getirecektir.’’

 

Aram Açık Basyan arkadaşlarının durumunu sordu, vasiyetlerine uygun bir şekilde birlikte gömülmelerini istedi. Şebinkarahisarlı Karnig, bağırarak şu sözleri kullanır; ”Ey katiller! Eğer istediğiniz otuz altın rüşveti vermiş olsaydık, şimdi bizi serbest bırakırdınız değil mi?’’ Paramaz ve 19 yoldaşını darağacının önünde durdular. O esnada Merkez Komutanı, elinde tuttuğu katlı bir kağıt tomarını öperek yanında duran Bassova’ya verdi ve o da idam fermanını yüksek sesle okudu. Hangi suçla isnat ve mahkum edildikleri okunduğunda her biri aynı anda şu sözleri söyledi; ”Yaşasın Ermenistan! Yaşasın Ermenistan!”

 

Ölüm fermanı okunması ardından Paramaz yoldaşlarına dönerek; ” Yoldaşlar, yiğitçe, başımız dik gideceğiz ölüme. Bize yakışan şekilde!” diye devam ettiği esnada Doktor Benne cellatlarına dönerek; ”Biz yirmileri asıyoruz ama arkamızdan yirmi binler gelecek.” diye söylüyordu. Paramaz’ı darağacına çıkardıkları sırada idam sehpasında ”Siz, sadece bizim vücudumuzu yok edebilirsiniz. Fakat inandığımız fikirleri asla yok edemezsiniz. Yarın Ermenilik, ülkenin Doğusunda özgür ve sosyalist Ermenistan’ı selamlayacaktır.” diyerek olanca gücüyle haykırmıştır. Paramaz, ip boğazını sıkmasına rağmen şu sözleri söyledi; ”Yaşasın Sosyalizm! Yaşasın Ermenistan!’’ İşçi Yervant (Panvor) ölümü şarkıyla karşılıyordu; ”Ölüm her yerde aynıdır ama ne mutlu halkının kurtuluşu için şehit düşene.”

 

Paramaz ve 19 yoldaşının mezarları bugün Edirnekapı mezarlığında bulunmaktadır. Düşledikleri sosyalist ve özgür Ermenistan düşleri her geçen gün Ermeni halkını selamlamakta.