Gününü Devrime Ayarla!

Dünya’da gelişen büyük halk ayaklanmaları ve kitle hareketlerine tanık olduğumuz 2019, coğrafyamızda ise sömürgeci faşist şeflik rejiminin ezilenler üzerindeki saldırılarının arttığı ve ona meydan okuyan emekçilerin direnişleriyle dolu bir yıl olarak tarih sayfalarındaki yerini aldı. Faşist diktatörlüğün meşruiyet sorununu aşamadığı, yapısal, siyasal ve ekonomik krizlerini çözemediği ve çözemeyeceği gibi; gençliği de istediği hizaya çekemedi ve onun öncülerini iradesizleştiremedi. 2019 kapitalizmin derinleşen çöküşüne ve ona itiraz eden ezilenlerin görkemli ayaklanmalarına tanıklık eden mücadele yılı olarak geride kaldı. 

Kapitalizmin krizi ve ayaklanmaların işaret ettiği nokta; değişim isteği ve devrimin güncelliğidir. Birikmekte olan toplumsal öfke yoksulluk, geleceksizlik üzerinden genişlerken kendiliğinden bir tarzda tarihin bir anında beklenen-beklenmeyen bir yerde değişik biçimlerde vücut bulabilir ve devrimin taşlarını döşeyebilir. Gelecek dönem sosyalist gençlik açısından tüm siyasi çalışmanın bu zemin üzerine örgütlendiği, ideolojik ve örgütsel gelişimin bu gerçeğin üzerine inşa edildiği hatta daha yerinde bir ifadeyle; devrimin hazırlık süreci olarak okunmalı ve örgütlenmelidir.

Kriz Onların, Direniş Bizim!

Her geçen gün derinleşen ekonomik kriz içinde krizi iliğine kadar hisseden gençlik, tepki ve itirazını şimdilik sosyal medya vb. mecralarda yükseltirken diğer taraftan kapitalizmin yarattığı geleceksizlik hali iç patlamalar biçiminde yaşamına son vermeleri beraberinde getiriyor ve intiharlar artıyor. Bu iki nesnel durum üzerinden gelişen öfkenin gösterdiği gerçek; öfkenin hareket haline dönüşme eğilimi gelişiyor. Bu neden ve tespitle önümüzdeki dönem tutunacağımız en önemli halka ekonomik kriz ve onun sonuçları olacaktır. Sosyalist Gençlik enerjisini gençliği krizin sorumlularıyla mücadeleye sevk eden bir anlayış oluşturmaya, o anlayışın eylemini ve araçlarını örgütlemeye ayırmalıdır. Üzerimize düşen; krize karşı mücadeleyi gençlik mücadelesinin özgünlüklerine göre siyasal zeminde tutmak, krize karşı yükselen itirazın buluşacağı araçları yaratmak ve yine bu itirazın hak alıcı-koparıcı eylemini örgütlemektir. Sosyalist gençlik tüm kuvvetleriyle gelişebilecek bir harekete,  gençlik mücadelesine öncülük etme misyonuyla hazırlığını yapmalıdır.

Çeşitli çevrelerden ve alanlardan katılımcılarla örgütlenmiş panel ve söyleşiler, yapılabildiği koşullarda üniversite içinde yapılamadığı koşullarda ise üniversite bileşenlerinden oluşan forumlar örgütleyebilir ve ekonomik krizi işleyebiliriz. Kendi rengimiz ve perspektifimizle ekonomik krizi ve onun sonuçlarını işlerken, mücadele hattı ve anlayışına işaret eden ajitasyon-propaganda faaliyetlerini hızlandırmalı, çarpıcı ajitasyon biçimlerini planlamalı, üniversitelerde ve gençlik içinde bu çalışmaları derinleştirmeliyiz. İstanbul Üniversitesi’nde kapitalizmin yarattığı sonuçlarla yaşamına son veren arkadaşımız Sibel’i anarken onu bu intihara sürükleyen nedenleri işleyip anlattığımız gibi, yaşanan tüm gelişmeleri kapitalizmin ve devletin siyasal-ekonomik krizleriyle birleştirip işlemek isabetli olacaktır. Ve elbette kapitalist sömürü düzenine itirazın bu denli yükselişe geçtiği günlerde gençlik kitleleri içerisinde sosyalizm fikrini örgütlemek ve onun propagandasını daha fazla yapmak temel görevlerimiz arasındadır.

Üniversite Ayağa!

Geleceksizlik kaygısı, üniversitelerde yaşam alanlarına yönelik müdahaleler, kayyum rektörler ve adalet talebi gençlik kitlelerini rejime karşı pozisyon almaya itiyor. Geride bıraktığımız dönemdeki üniversite direnişleri ve gençliğin sokak eylemleri bunun bir göstergesi oldu. Önümüzdeki dönem üniversitelerde konumlanmalı, sosyalist gençliğin kendi birimlerini oluşturmalı-güçlendirmeli, üniversite bileşenleriyle doğrudan ve organik ilişkileri daha fazla kurmalıyız. 

Dünyadaki ayaklanmalar ve coğrafyamızdaki kitle hareketinin gelişme zemini, aynı şekilde gençlik mücadelesinin de gelişimine olanaklar sunmaktadır. İstanbul Üniversitesi’nde rektöre geri adım attıran yemekhane uygulamasına karşı örgütlenen direniş, İTÜ’de ÖGB terörüne karşı yükselen mücadele, YTÜ’de yemekhane zamlarına karşı gelişen hareket, Bilgi ve Özyeğin’de yükselen itirazlar ve kendi örgütsel formlarını yaratma gayreti; DTCF’de paramiliter faşist çetelere karşı örgütlenen anti-faşist zeminde direniş biçimleri gösteriyor ki 2020 büyük çarpışmaların yılı olacak. Üniversiteyi savunmak, üniversitede yoksulluk ve geleceksizliğe karşı yükselen itirazı geliştirmek, üniversiteler arası dayanışma ağları oluşturmak, birleşik direnişi örmek ve bunu rejimin kodlarını bozacak siyasal zeminlerde karaktere ulaştırmak temel görevlerimiz arasında olacaktır.

Kadın Devrimi Geleceğimizdir!

Geride kalan 3-4 yılı ve daha özel olarak 2019’u incelediğimizde 8 Mart ve 25 Kasım’lar başta olmak üzere, katledilen kadınların davalarına katılımlar, kadınlar için adalet talebinin yükselişi, özsavunma pratikleri, istismara karşı mücadele gibi birçok yönüyle gelişmekte olan ve yerinde bir tespitle toplumsal mücadelelerin önünün açılması ve gelişmesinde buz kıran niteliğindeki kadın hareketiyle daha güçlü ilişki kurmak, genç kadınlar arasında kadın devrimi ve sosyalizm fikrini örgütlemek; örgütsel durumda bu alandaki gelişimle birlikte sıçrama yaratmak en temel konu başlıklarımız arasında olacaktır. Hem siyasal bakımdan ilişkinin güçlendirilmesi hem de örgütsel adımların daha güçlü ve cesur biçimlerde atılması sosyalist gençliğin gelişimi bakımından zorunluluk teşkil etmektedir. Sosyalist gençlik faaliyetinin örgütlenmesinin en önemli dayanakları olan merkezi ve yerel örgütlerinde kadın aklı ve iradesinin geliştirilmesiyle birlikte erkeklikle ve erkek egemen devlet ile mücadeleyi yükseltmek, tüm kolektifin devrimin ikili karakterini oluşturan kadın devrimi çizgimizin düzeyine eriştirilmesi gelişimimizin önünü açacaktır.

Örgütlen, Özgürleş!

Son kertede  liseliler, geride bıraktığımız dönemde lokal biçimlerde gelişen refleksler örgütlediler. Dışarıdan bir kuvvetin veya siyasi öznenin itilimine kendini kapatan bu kitleyi harekete geçirecek bir akıl ve zemin oluşturmamız gerekmektedir. Geniş kitle eylemleri ve hareket haline gelebilmesi için her yerde aynı düzeyde gelişmiş olmasına ihtiyaç duymayan lise hareketi, herhangi bir lisede gelişen hareketle domino taşı misali bir gelişim hattına girebilir. Liselilerle buluşmanın kanallarını zorlamak ve lise mücadelesine ivme kazandırmak, hem örgütsel hem de siyasal bakımdan gelişimimize önemli katkılar sunacaktır. Onun kendi örgütçüleri ve önderlerini yaratmak bir bütün olarak gençlik mücadelesinin gelişimine ve sürekliliğine ivme kazandıracaktır.

Birleşik direnişin zorunluluğu

Özellikle artan faşist saldırılar ve devletin sömürü politikalarına karşı gençliğin birleşik direnişinin örgütlenmesi sosyalist gençliğin devrimci görev ve sorumlulukları kapsamında girerken aynı zamanda politik mücadelenin temel ihtiyacı olarak önümüzde durmaktadır. Eylem birlikleri ve harekete geçebilecek tüm kuvvetlerle yan yana durmak, çeşitli tipte araçlar kurmak ve ortak zeminler yaratmak, yaşanan gelişmelere birlikte müdahale etmek konusunda görev alma ve yön tayin etme konusunda rüştünü defalarca kez ispatlamış olan sosyalist gençlik, birleşik zeminlerin güçlendirilmesinde yolu açabilecek enerji ve deneyime  sahiptir. Demokratik muhtevaya sahip bütün hareketlerle yol yürümek konusunda akıl açıklığına sahip sosyalist gençlik, birleşik gençlik mücadelesinin örülmesinde devrimci-demokratik gençlik hareketi içerisinde özellikle faşist Türk devletinin Kürdistan’a yönelik işgalci ve sömürgeci saldırılarından sonra açığa çıkan şovenist eğilimlere karşı kendi Marksist-Leninist görüş açısını keskinlikle korumalı ve bir çizgiyi inşa etmenin mesaisini yapmalı ve bunu eylemli duruşuyla ortaya koymalıdır.