Gülistan Doku ve Adalet Komisyonları – Hivda Selen

2019 Mart’ında tohumu atılan yeni bir mücadelenin filizlerini görüyoruz şimdi. 81 ilden kadınlar beş bin yıllık ezilmişliğin sancısına yeter dedirtecek şekilde adalet talebiyle yan yana geldi. Bu yan yana geliş elbette ki tesadüfi değildi. Kadınların adalet talebinin odağında Şule Çet vardı. Şule Çet hem çalışıp hem okumak zorunda kalan bir genç kadındı ve hatırlamak gerekirse patronu ve patronunun arkadaşı tarafından canice tecavüz edilip katledilmişti. Erkek yargı her zamanki gibi katledeni, tecavüz edeni korudu, orada ne işi vardı sorusunu sordu, Şule’nin psikolojisinin bozuk olduğunu hatta intihar etmiş olabileceğini savundu. Yetmedi adalet talebiyle yan yana gelen kadınlara sayfa sayfa raporlar hazırlandı ve kadınların mücadelesi bununla sekteye uğrar sanıldı. Ama bu mücadeleyi kimse unutmasın. Şule Çet için Adalet Komisyonlarında buluşan yüzlerce kadın adaletin adliye koridorlarına sığmadığını, kadınlar için adaletin ancak yürüttüğümüz mücadelede olduğunu dosta düşmana göstermekte ısrarcıydı. Nitekim öyle de oldu. Katiller yürütülen mücadele sonunda müebbet hapis cezası aldı. Şule Çet davası bitti ancak kadınların adalet isteği dinmedi. Şule için yan yana gelen kadınlar Şule Çet için Adalet Komisyonları olarak girdikleri bu zorlu yolda mahkeme bittikten sonra Adalet Komisyonları olarak devam edip adaletin kırbacını erkek yargının sırtında şaklatmayı hedef aldı. O gün bugündür mücadele devam ediyor. Dün Şule için girdiğimiz yolu bugün başka kadınların adalet talebini yükselterek, kaybedilen kadınların akıbetini sorarak, öz savunmasını kullanan kadınların yanı başında yerimizi alarak yürümeye devam ediyoruz.

 

Adalet Komisyonları ile Gülistan Doku’nun yollarının kesişmesi tesadüf değildir!

Öncelikle Gülistan Doku kim, tanıyalım.

 

Gülistan Doku, Dersim Munzur Üniversitesi Tunceli Meslek Yüksekokulu Çocuk Bölümü ikinci sınıf öğrencisi 22 yaşında genç bir kadın. Elbette sadece bundan ibaret değil, 5 Ocak’tan beri yani 130 gündür kayıp olan genç bir kadın. Gülistan kaybolmadan birkaç gün önce erkek arkadaşı olan Zaynal Abarakov ile aralarında ciddi tartışmalar oluyor ve hatta Gülistan bir tartışmada Zaynal tarafından darp ediliyor. Kaybolduğu günün sabahı ise yine Zaynal ile aralarında bir tartışma geçiyor Gülistan oradan ayrıldıktan sonra da bir daha haber alınamıyor kendisinden. Gülistan’ın son görüştüğü kişi Zaynal Abarakov. Zaynal Abarakovun babası polis. Gülistan kayboldugu gün Zaynal’ın telefonlarına ulaşılmaz oluyor, Zaynal eskiden Gülistan ile beraber çalıştığı iş yerine gitmez oluyor. Polis olan baba herkese Zaynal’ın hasta olduğunu ve dişçiye gittigi yalanlarını söylüyor. Gülistan’ın kaybolmasından kısa bır süre sonra da Zaynal Abarakov yurt dışına kaçırılıyor.

 

Peki süreç nasıl işletildi?

 

Öncelikle Gülistan’ın son görüştüğü Zaynal’ın ve anne babasının ifadesi evlerinde alındı o da tamamen Gülistan’ın ailesinin baskısıyla. Ardından Gülistan’ın son bindiği minibüsten Sarı Saltuk Viyadüğü köprüsü üzerinden indiği ve intihar etmiş olabileceği iddia ediliyor ve bundan mütevellit aramalar sadece o bölgede yapılıyor. Aslında Gülistan’ın orada inip inmediği bille belli değil çünkü dört bir yanı kameralarla dolu olan kentte, kuş uçsa haberi olan emniyet görüntü kayıtlarının olmadığını iddia ediyor. Olaylar böyle ilerlerken hakkında gereken hiçbir işlem yapılmayan Zaynal Abarakov ailesi tarafından yurt dışına kaçırılıyor. Akabinde Gülistan’a ait olduğu iddia edilen sahte intihar mektupları ile dikkatler sadece Gülistan’ın intihar ettiği ihtimaline yöneltilmeye çalışılıyor. Hal böyleyken kadınların da aklında bu sorular yanıt aramaya başladı. Gülistan Doku nerede? Zaynal Abarakov bu kadar şüphe çekerken neden gereken yapılmıyor? Dört yanı kameralarla sarılı olan kentte nasıl olur da Gülistan’a ait görüntüler olmaz? Kimi, neden koruyorsunuz ? İşte tam da bu sorulardan kaynaklı Gülistan Doku ile Adalet Komisyonlarının yan yana gelmesi tesadüf değildir. Çünkü nerede bir kadının akıbeti erkek egemenlik ve kurumları tarafından gizlenmeye çalışılsa Adalet Komisyonları orada yerini alır. Bütün kadınlar için adalet iddiasıyla yola çıkan Adalet Komisyonları bugünde Gulistan Doku için yürütülen mücadelenin yanı başında yerini almıştır. Adalet Komisyonları kadınların mücadele durağı olarak üzerine düşeni yapmaya her zaman hazırdır.

 

Gülistan Doku için Adalet Komisyonları

 

Kampüslerden sokaklara, sokaklardan adliye koridorlarına ‘Şule için Adalet, Bizim için Adalet’ diye haykıran kadınlar bugün Gülistan’ın akıbetini sormak için kolları sıvamış ve mücadelenin bütün yollarını arşınlamaya hazır ve kararlı durumda. Bizler Şule için yola çıktığımızda Şule’nin sesi değil, kız kardeşi değil kendisi olup mücadeleyi büyüttük. Bugün sıra Gülistan’ın mücadelesini büyütmekte, Gülistan’ın çığlığını duyurmakta. Gülistan kaybolduğu ilk haftadan itibaren Munzur Üniversitesi’nde oturma eylemleri yapıp Gülistan’ın ilk çığlığını sıra arkadaşlarıyla beraber yükselttik. Akabinde kent merkezinde basın açıklamaları düzenledik ve “Gülistan Doku Nerede?” sorusunu ülkenin dört bir yanına sorduk. Hızlıca Gülistan’ın beni bulun çağrısına kulak veren kadınlarla yan yana geldik ve pandemi sürecinde mücadeleyi sosyal medyadan büyüttük. Dersim Emniyeti Gülistan’ın son görüldüğü yere ait olan Sarı Saltuk Viyadüğü köprüsü üzerindeki görüntüleri sisten kaynaklı çözemediğini söyleyince güçlü bir sosyal medya eylemi örgütledi ve videoların çözümlenmesi için adım attı. Bu konuda çalışmalarımız devam etmekte. Hemen ardından Gülistan’ın intihar ihtimali üzerine sadece barajda göstermelik bir arama yapıldığı için yine sosyal medyada öncekinden daha güçlü bir hashtag eylemi yaptık. Bu eylemle intihar ihtimallerini sıfırlamak için barajın en minimum seviyeye indirilmesini amaçladık. Bu çalışmamızın karşılığını Dersim Valiliğinin açıklamasında bizleri ‘Gülistan üzerinden siyaset yapmaya çalışan bir grup’ ithamı ve hemen ertesi gününde baraja gidip gerekeni yapacağız deyip basına poz vermesiyle aldık. Bizler Şule Çet için mücadele ederken de hedef gösterildik, bugün de kadın düşmanları tarafından hedef gösterilmeye çalışılıyoruz. Şule Çet’te yarattığımız kadın dayanışmasının gücünü hiçbir erkek yargı ya da kurumu engelleyemez.

 

Kadınlar için Adalet, Gülistan için Mücadele konusunda iddialı ve ısrarlıyız!

 

Her mahkeme Şule Çet için farklı kentlerden bir kere bile öf demeden Ankara Adliyesi’nin yollarına düşen kadınlar katillerin yargılanması hususunda kararlı ve ısrarcıydı. Bugün yine aynı kadınlar Gülistan’ın mücadelesini yükseltmek ve er ya da geç kaybedenlerden hesap sormak için dünden daha çok iddialı ve kararlı. Biz kadınlar, gücümüze inanıyoruz. 8 Mart’larda meydanları dolduran ve bir adım dahi geri adım atmadan erkek egemenliğinin karşısında dikilen kadınlar olarak gücümüzü o günkü kalabalığımızdan alıyoruz. Bizler gücümüzü geçmiş deneyimlerimizden alıyoruz ve iddialıyız tarih erkek egemenliğini değil bizim mücadelemizi yaldızlı büyük puntolarla haykıracak. Çünkü bizler dünyanın altını üstüne getiren kadınlarız ve altının üstünden güzel olduğunu biliyoruz. Mücadele koşullarımızın sınırlı olduğu bu pandemi günlerinde Gülistan Doku’nun sesini yükseltmek için bütün kadınları Gülistan’ın beni bulun çağrısını duymaya ve Gülistan Doku için Adalet Komisyonlarında buluşmaya çağırıyoruz. Mücadele edersek yarının bizim olacağına inanıyoruz.