Gençlik Barikat Başında; 1 Mayıs

“1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı.” 

İşçi sınıfı ve ezilenlerin “birlik, mücadele ve dayanışma  günü” olan 1 Mayıs’ların  bu topraklar yüzyılı aşkın bir serüveni var. Gençlik, bir asırı geçmiş bulunan 1 Mayıs mücadelesinde  işçi sınıfı ve ezilenlerle omuz omuza yürümüş, önemli süreçlere öncülük etmiş, devrim ve sosyalizm mücadelesine yeni yollar açmıştır.

Ancak devrimci yükseliş dönemine kadar, gençliğin 1 Mayıs’la ilişkisi, devrimci gençlik hareketine ait özgün biçimler almanın uzağındadır. Gençliğin bağımsız bir devrimci hareket olarak 1 Mayıs meydanlarına çıkması 1976 yılı ile başlayacak ve devrimci yükseliş dönemi boyunca artarak devam edecektir.

 

1 Mayısların Şiarı: İşçi-Emekçi-Gençlik Devrim İçin Birleştik 

1 Mayıs 1976 yılı, yeni bir devrimci yükseliş döneminin habercisi olur. Dört yüz bin işçi Taksim Meydanı’ndadır. Gençlik örgütleri de ilk defa kendi pankart, şiar ve talepleri ile meydandadır. Olası faşist saldırılara karşı 1 Mayıs Meydanı’nın güvenliği de gençlik örgütlerince üstlenilmiştir. Meydanın etrafında geniş bir çember alan devrimci gençlik örgütleri, miting sonuna kadar “tam teçhizat” nöbet tutmuştur.

1 Mayıs’ın bu toprakların gündemine en esaslı şekilde yerleştiği tarih ise 77 yılının 1 Mayıs’ı olmuştur. Beş yüz bin kişilik görkemli kalabalık, işçi sınıfının burjuvaziye ve onun faşist diktatörlük rejimine karşı açık bir meydan okumasıdır. Farklı siyasal örgütlere bölünmüş gençlik hareketi de farklı pankartların arkasında ve yüz bini aşkın kitlesiyle hazırdır. Alanın en merkezi yerine asılan “İşçi-Emekçi-Gençlik Devrim İçin Birleştik” sloganı gençlik mücadelesinin görüş açısını özetler niteliktedir. Ancak, reformist TKP yönetimi altındaki DİSK, devrimci gençlik örgütlerinin alana girmesini engellemek istemiş ancak devrimci gençliğin kararlı duruşu DİSK’e geri adım attırmıştır. Tarihe kanlı 1 Mayıs olarak geçen faşist katliam saldırı karşısında ise genç devrimci militanlar hem panik havasının büyümesini engellemiş hem de kolluk kuvvetlerini karşı ateşle yanıtlamıştır.

1878-1979 yılları ise devrimci gençlik hareketinin öncü çıkışlar gerçekleştirdiği yıllar olmuştur. Katliam karşısında kitle hareketinin geri çekilmesini önlemek isteyen ve 16 Mart Katliamı’nın öfkesini 1 Mayıs meydanına taşımak isteyen devrimci gençlik, faşizme karşı savaş çağrılarıyla alanlara çıkmış, 1 Mayıs kutlamalarının yasaklandığı her yerde sokağa çıkmış ve büyük bedeller ödeyerek dövüşmüştür. 12 Eylül faşist askeri darbesi sonucunda 1 Mayıs’lar bir kez daha kesintiye uğramıştır.

 

Faşist Darbenin Karanlığı Parçalanıyor: Gençlik ve 1 Mayıs 

12 Eylül askeri faşist darbesinin ardından ilk 1 Mayıs kutlamaları üniversitelerde gerçekleşir. 1984 yılında, henüz kitlesel olarak kutlanmanın uzağında olsa da üniversite anfileri 1 Mayıs’ların yeni adresi olur. Polis saldırılarına karşı, giriş ve çıkşlarının devrimci gençler tarafından korunduğu anfilerde 1 Mayıs marşı okunur ve sloganlar atılır. 

1987 yılında  “Tek Tip Öğrenci Derneği” yasasına karşı sokağa çıkan gençlik, sokaktan koparılan halkı tekrar sokağa çıkma cüretiyle buluşturmuş ve devrimci 1 Mayıs’ların yolunu açmıştır. 1989 yılının 1 Mayıs’ında ise hedefte bir kez daha Taksim vardır. Devrimi gençlik hareketi barikatların en önündedir. Polisin açtığı ateş sonucu 17 yaşındaki genç devrimci işçi Mehmet Akif Dalcı şehit düşer. 1990 yılında da İTÜ öğrencisi Gülay Beceren, 1 Mayıs bayrağını Taksim’e taşımak isterken polis tarafından vurularak felç kalır.

1995 yılındaki Gazi ayaklanması ile devrimci hareket yeniden yükselişe geçer. Egemenlerin korku duvarı yıkılırken ezilenlerin mücadele cüreti 96 1 Mayıs’ıyla somutlaşmıştır. Genç komünistler, binlerce kişilik yasadışı korteji ve kızıl maskeleri ile alandadır. Dört devrimcinin katledildiği saldırılara karşı direnişin en önüne genç komünistler geçer.

 

Faşist rejim ise cevap olarak Taksim’in ardından Kadıköy’ü de emekçilere yasaklanır ancak devrimci gençlik bu alanlara sıkışmaz. Çağlayan 1 Mayıs’ları Taksim direnişinin ilk kıvılcımlarını verir. Taksim iradesini canlı tutmak adına militan bir tutum sergiler. 2004 1 Mayıs’ında ise Saraçhane’de boy gösteren emekçi sol ve devrimci gençlik hareketi, bir kez daha Taksim kararlılığını pratik olarak sergileyerek 2005 ve 2006 yıllarında Kadıköy’ü kazanmıştır. 

 

Meydan Kavgası Değil Sınıf Savaşımı: Taksim

Sosyalist gençlik, 2007 yılında başlayan Taksim çatışmasının en önünde “Her yer Taksim Yaşasın 1 Mayıs” sloganı ile yer alır. Faşizmin,  tüm yollarını polis barikatları ile kapattığı Taksim Meydanı kitlenin kararlılığı sonucunda kazanılır ve Taksim Meydanı’na girilir. 2008 yılında sosyalist gençler “Ayak Takımı Taksim’e” diyerek barikatların başına geçer. 68 Mayıs’ının kırkıncı yılı vesilesiyle barikatlarda ve pankartlarda devrimci gençlik önderleri vardır. Liselilerse, “Dersleri Kıralım, Taksime Akalım” sloganıyla direnişte yerini alır. 2009, tüm yasaklara rağmen Taksim Meydanın’da sosyalizm bayrağının dalgalandığı yıl olur. İstanbul dışındaki kentler de direniş ve çatışmalar örgütleyererek Taksim’e ses olur ve direniş sonucu Taksim Meydanı kazanılır. Sosyalist gençler, taşları ve sapanlarıyla Taksim yolunu açar. Komsomol ise İstanbul, İzmir ve Antakya’da militan eylemlerle 1 Mayısı selamlar.

2013 yılı ile birlikte Taksim, faşist AKP İktidarı tarafından yeniden yasaklanmak istenir. Sosyalist Gençler, ilk olarak 1 Mayıs’ta, ardından ise birleşik bir gençlik hareketi ile 6 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nı zorlar. Sert çatışmalar ve gözaltılar our. Gösterilen irade bir ay sonra gençlerin öncülük edeceği bir ayaklanmanın da habercisi olmuştur. 

Ardından gelen yıllarda Beşiktaş, Okmeydanı, Şişli başta olmak üzere sosyalist gençlik yeniden direniştedir. Politik olarak Taksim iradesinin kırılmasını engellemek isteyen sosyalist gençler, kitle hareketinin yeniden güçlenmesi için de çalışır. Bakırköy 1 Mayıs’larında kitlesel bir gençlik korteji kurar, gençlik hareketini daha büyük kavgalara hazılar.

 

Atılım günlerinin habercisi: 1 Mayıs

Bu topraklarda “1 Mayıs”, başlına başına devrimci bir dinamiktir. Böylesi bir dinamiğin, gençlik ile birleşmesi şüphesiz yeni bir atılımın habercisidir. Yeniliklerin ve tehlikenin içine korkusuzca dalan gençlik kitleleri 1 Mayıs’ların tarihsel akışında olduğu gibi, parçası olduğu sınıfın ön saftaki savaşçı gücünü oluşturmaya devam edecektir.

Egemenlerin içerisine saplandığı siyasi ve ekonomik kriz çelişkileri derinleşirken, gençlik kitleleri hızla politikleşiyor. Genç kitlelere sınıf savaşımının simgesi olan 1 Mayıs’ın bilinci taşımak, bu bilinci lise ve üniversite sıralarına aktarabilmek, barikatların önünde yer alan ve Taksim başta olmak üzere 1 Mayısları direnerek kazanan komünist gençliğin görevidir. 1 Mayıs ve direniş iradesi kitlelere yansıdıkça hayat bulacak ve devrimci bir dalgaya dönüşecektir.