Boğaziçi’nde Ne Oldu? – İlknur Çetin

AKP-SARAY rejiminin emperyalist girişimi olan ‘Sözde Afrin Zaferi’ için gerici çeteler okulda lokum dağıttı. Bu duruma sessiz kalmayan Boğaziçili Devrimci öğrenciler de ‘Savaşın İşgalin Lokumu Olmaz’ dediler. AKP’nin Kürdistan bölgesinde gerçekleştirdiği soykırımı kınadılar. Saray rejiminin komünist öğrencileri  hedef göstermesi ile arkadaşlarımız tutuklandı. Gözaltı sürecinde öğrenciler işkenceye maruz kaldılar. Demokratik protesto hakkını kullanan öğrencilerin eğitim durumları da en tepedekiler tarafından bitirilmeye çalışılmıştır. Ardından MSGSÜ’de de gerici faşist çeteler bir takım faaliyetlerde bulundu. Saray rejimi bu üniversiteleri odağına alarak  ‘temizleme’ politikası gütmektedir. AKP-SARAY rejimi Ankara, ODTÜ, İstanbul üniversitelerindeki hukuksuz baskıcı faşizan baskısını Boğaziçi’ye de taşımak istemiştir. Ardından CB bir açıklama yaparak ‘komünist öğrencileri üniversitelerde barındırmayacağız’ ‘ Terörist öğrencileri kamera çekimlerinden bulup çıkarıp gereğini yapıyoruz’ ifadelerini kullanarak aleni bir tehditle  göz dağı vermeye çalışmaktadır. Bu açıklamalarla devrimci öğrencilerin üniversitelerde yaşadıkları baskılar bizzat Erdoğan’ın ağzından meşrulaştırılmış oldu. Komünist öğrencileri teröristlikle yargılamaya çalışan Rejim direk hedef göstererek ‘Onların eşgallerini belirlemek suretiyle bu üniversitede okuma hakkı vermeyeceğiz’ açıklaması ile öğrencilerin eğitim hakkı engellenmeye çalışılmaktadır.

 

Türkiye’de OHAL baskısı altında on binlerce öğrenci hukuksuz gerekçelerle tutuklandı ve hala tutuklanmaya devam ediyor. Saray rejimi 68 kuşağının en önemli kazanımı olan üniversite kampüslerini her gün biraz daha sert uygulamalarla  boşaltmaya çalışıyor. İstatistikler bize Türkiye, tarihinin en yüksek tutuklu öğrenci sayısına ulaştığını göstermektedir. Şuan tutuklu öğrenci sayısı 2002’deki ülke genelindeki tğm tutuklu sayısından daha fazla. Resmi rakamlara göre 70 bin, OHAL süreci ile 100 binin üzerinde  öğrenci gerekçesiz nedenlerle cezaevlerine hapsedilmiştir. Kasım 2016’da yürürlüğe giren 677 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname, örgüt üyeliğinden tutuklu ve hükümlü bulunan kişilerin sınava girme haklarını elinden aldı. Tutuklu öğrencilerin yasal okuma hakları OHAL baskısı ile engellenmektedir. Öğrenciler kayıt yenileme, devamsızlık, sınavlara girememe,burs kesilmesi gibi yaptırımlarla karşı karşıyalar. Maddi yetersizlikten dolayı kayıt yenileyemeyen öğrencilerin öğrencilik hakları elerinden alınıyor. Cezaevlerinde işkenceye ve psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Hasta öğrenciler sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılıyorlar. Hapishaneye gönderilen gazete, dergi, kitap tutuklululara ulaştırılmıyor ve TV kanalları da yasaklanıyor. Tutuklu öğrencilerin aileleri ve arkadaşları ile görüşebildikleri telefonla haberleşme hakları kısıtlanıyor.OHAL nedeniyle arkadaş görüşü yasaklanırken öğrenciler üzerindeki psikolojik yalnızlaştırma baskısı giderek artmaktadır. Öğrencilerin mahkeme süreçleri uzatılıyor ve bu süre zarfında da F tipi cezaevlerinde tutuluyorlar. Saray rejimi üniversitedeki devrimci  gençliği yok etmek için hukuka ve insan haklarına aykırı politikalarını OHAL adı altında meşrulaştırmaya çalışmaktadır. AKP-SARAY rejimi cunta yönetiminin en faşizan uygulaması olan Diyarbakır Cezaevi sistemini günümüzde ‘pilot cezaevi’ olarak uygulamaya çalışmaktadır. Bu cezaevlerinde işkence psikolojik şiddet gibi insanlık onurunu zedeleyen uygulamalarla tutuklu devrimcilere baskı yapılmaktadır.

 

Bu baskı ve zorlamalara boyun eğmeyeceğiz. Faşist zorbalığa karşı  daha kararlı ve daha dik duracağız. Biz komünist sosyalist öğrenciler olarak üniversiteleri, alanları asla terketmeyeceğiz. Faşist baskılar bizi yıldıramayacak. AKP-SARAY rejimi elini üniversitelerimizden çek!