Her Yer Taksim Her Yer Direniş – Halil Kaya

Bu ses yenilgi tanımaz  İşte Taksim  İşte 1 Mayıs

Meydanlar, ezen ve ezilen sınıflar arasındaki  kavga alanlarıdır. Bulundukları şehrin ve giderek ülkenin kendisiyle özdeşleşen bu alanlar, egemen sınıflar için kapitalist üretim ve tüketim ilişkilerinin devamlılığını sağlayan, toplumsal düşünüş ve davranış tarzına etki eden, ekonomik, siyasi ve askeri  hegemonyanın varlığını güçlendiren iktidar merkezleridir. Burjuvazi ve onun siyasi yönetim aygıtı olan burjuva devletin, dünyanın her yerinde meydanları ezilenlere yasaklamasının temel nedeni, böylesi iktidar alanlarının ezilen sınıflar tarafından ele geçirileceği korkusudur.

Lenin de, “ her devrimin sorunu özünde iktidar sorunudur” diyor ve ekliyordu. “Devrim, burjuva egemenliğinin ve onun devlet aygıtının ezilenler tarafından alaşağı edilmesidir.”  Dolayısıyla işçi sınıfı, ezilenler ve onların devrimci öncülerinin de nihai hedefi iktidardır. Bu iddianın politik mücadeledeki karşılığı ise, egemen sınıflar iktidarını simgeleyen ve ona ait olan “her şeyi” siyasi mücadelenin konusu haline getirmek ve eldeki kuvvetlere dayanarak bu hedefe akınlar düzenlemektir. Bu politik akınların çoğalması, aynı zamanda burjuva iktidarının topyekun ele geçirilmesi ve parçalanmasına giden yolun taşları olmaktadır. 

Devrimci Mücadelede Bir Simge : Taksim Meydanı

Bu yüzdendir ki ezilenlerin kent meydanlarını talep etmesi, devrimci hareketin kent merkezlerini siyasi mücadelenin konusu haline getirilmesi sınıflar savaşımının gereğidir. İşçi sınıfı ve ezilenlerin başta 1 Mayıs’lar olmak üzere her toplumsal hareket ve her eylemi Taksim Meydanı’na taşıma arzusu, egemen sınıflarla daha güçlü çarpışma ve devrimci mücadeleyi geliştirme isteğinin sonucudur. 

Zaman zaman, Taksim ısrarını “fetişizm” olarak adlandıranlar ya da “önemli olan yer değil içeriktir” diyenler, devrim ve karşı devrim arasındaki mücadelenin sertliğini göğüslememek adına teori oluşturmaktadır.

Kaldı ki halen sürmekte olan 1 Mayıs Taksim mücadelesi, devrimci gençlik hareketinin de turnusol kağıdı olmuştur. Öyle ki, devrimci gençlik hareketi ve onun sosyalist öncüleri 1 Mayıs 2007 ile yeniden ortaya konan Taksim iradesini barikatlarda yükseltirken gençlik mücadelesinin kimi özneleri de  “işçi sınıfı ve gençliğin kopmasına izin vermeyeceğiz” demagojileriyle sarı sendikalarla birlikte Kadıköy’e gitmekte sakınca görmemiştir. Devrimci gençlik hareketinin Taksim iradesini ortaya koyduğu ilerleyen yıllarda ise, bu iradeyi zayıflatarak faşist şef Erdoğan’ın teşekkürlerini kazanan “partili gençlik” örgütleri de olmuştur. Açık ki tüm bu tutumlar, devrimci gençlik hareketinin öncü ve militan karakterini anlamadığı kadar, siyasi mücadelenin gerekliliklerini de kavramaktan uzaktır. 

Sosyalist gençlik ise Taksim mücadelesini en başında itibaren herhangi bir alan sorunu olarak görmez, onun siyasi önemini anlar ve aynı zamanda 1 Mayıs şehitlerine bağlılığın gereği olarak da Taksim mücadelesinin en önüne geçer. Hakkını teslim etmek gerekir ki sosyalist gençler bu mücadelede yalnız değildir. Birkaç siyasi öznesi dışında devrimci gençlik hareketi Taksim iradesine sahip çıkmış ve önemli bir mücadele deneyimi yaratmıştır. 

Bir Direniş Alanı Olarak : 1 Mayıs Taksim Meydanı 

İşçi sınıfı, ezilenler ve onların devrimci öncüleri için Taksim Meydanı, 1 Mayıs 1977 yılından bu yana 1 Mayıs Meydanı’dır. Bu karar, meydanı dolduran beş yüz bin emekçinin hep bir ağızdan attığı “1 Mayıs Alanı Taksim Meydanı” sloganıyla alınmıştır.  Kanlı 1 Mayıs Katliamının ölümsüzleri, Taksim meydanı ile işçi sınıfının devrimci mücadelesini kopmaz bağlarla bağlarken, devrimci gençlik hareketi de büyük bedeller ödeyerek 1980 yılının 1 Mayıs’ına kadar Taksim’e çıkma kararlılığı sürdürür. 

12 Eylül askeri faşist darbesinin ardından da Taksim mücadelesi devrimci gençliğin omuzlarındadır.  Bu anlamda faşist darbenin ardından ilk 1 Mayıs’lar üniversitelerde kutlandığı gibi, bu sürecin önemli bir kazanımı olarak devrimci gençlik hareketinin öncü militan eylemleri de söz konusudur. Bu dönem adeta özgür eylemler ya da bilinen tabirle “korsan gösteriler” dönemidir. Devrimci iddialarına bağlı olan bütün gençlik örgütleri, 1 Mayıs’ları ya Taksim ya da Taksim’e çıkan yollarda özgür gösterilerle karşılar. Bu devrimci irade her şart ve koşulda 1 Mayısların kutlanılmaya devam edeceğini gösteren devrimci bir çıkış olarak tarihe yazılır. 

1 Mayıs 1989 yılında ise İstanbul’daki tüm üniversite öğrencilerinin cephesel örgütlenmesi olan Öğrenci Dernekleri Platformu, tüm bileşenleriyle Taksim iradesini sahiplenir. Her üniversite, kendi pankartıyla Taksim yollarında direnişe geçer. 17 yaşındaki devrimci işçi Mehmet Akif Dalcı, genç devrimcilerin taksim kararlılığının sembolü olur. Bir yıl sonra devrimci gençlik hareketi yine Taksim yolundadır. İTÜ öğrencisi Gülay Beceren, faşist rejimin kolluk kuvvetlerince vurulurken, yüzlerce devrimci öğrenci de gözaltına alınarak tutuklanır. 

Zaferler Kuşağı Taksimi Özgürleştiriyor

1994 yılında gerçekleşen Birlik Devrimi, aynı zamanda devrimci hareketin ve onun bir kolu olarak da devrimci gençlik hareketinin yükseliş yıllarıdır. Genç komünistlerin devrimci sesi olan Özgür Gençlik, dönemin koşullarının siyasi analizinden, gençlik hareketi için devrimci sonuçlar çıkartır ve eyleme geçer.

Özgür Gençlik, “ gençlik hareketinin önemli kazanımlar elde ettiğini ancak süreci daha ileri götürmenin koparıp alma ruhu ve zaferler kazanan  yeni tarzla” mümkün olacağını söyler. Bu siyasi kararlılık 4-5 Şubat 1996’da Taksim Meydanına kitlesel tarzda hücum eder ve kazanır. Taksim iradesi bir kez daha güçlenir ve en açık ifadesini  1 Mayıs 1996’da bulur. Kadıköy Meydanı, Taksim iradesinin ayaklandığı yerdir. 12 Eylül’den sonra ilk defa bir komsomol örgütü de, 1 Mayıs 1996’da kitlesel olarak meydanlara çıkar, kendi pankart ve sloganlarıyla alanda yer alır, direnişlere öncülük eder. Komsomol, Taksimi yasaklayan faşist rejime karşı devrimci gençlik hareketinin sürükleyicisi olur.

2004 yılına kadar Özgür Gençlik’in başını çektiği devrimci gençlik hareketleri Taksim’i zorlamaktan vazgeçmedikleri gibi, her olanağı faşist rejimle daha büyük çarpışmaları örgütlemek için kullanır.  Komsomol ise, faşist rejimin yasalarını tanımadığını bir kez daha gösterir. Kendi örgütlü gücünü 1 Mayıs Meydanlarına taşır. Pankartlarına ve sloganlarına “Taksim’i Kazanacağız” yazar. 2005 ve 2006 yılları ise Taksim için son provadır. Komsomol kitlesel kortejiyle Taksim’e işaret eder ve gençlik kitlelerini 1 Mayıs’a çağırır.

Her Yer Taksim Yaşasın 1 Mayıs

“Her yer Taksim Her Yer Direniş” sloganı Gezi Ayaklanması ile özdeşleşmiş olsa da kökleri 2007 yılının 1 Mayıs Taksim direnişlerine kadar uzanır.  Sosyalist gençlik “Her Yer Taksim Yaşasın 1 Mayıs” sloganı ile gençlik kitlelerini Taksim’e çağırır. Meydana çıkan bütün yollarda Harbiye, Tarlabaşı, Kazancı Yokuşu ve , İstiklal Caddesi’nin bütün ara sokaklarında sosyalist gençler vardır.  Yine emekçi semtlerden Taksim’e giden bütün yollarda sosyalist gençlik dövüşmektedir.  Özellikle sosyalist gençlerinde içerisinde yer aldığı Dolmabahçe kolu dört buçuk saatlik direnişi ile faşist AKP  iktidarına geri adım attırmış ve Taksim otuz yıl sonra kazanılmıştır. “İşte Taksim, İşte Zafer” sosyalist gençlerin Taksimdeki sloganı olur

2008 yılında ise faşist rejim Taksim iradesini kırabilmek amacıyla çok sert saldırır. Sosyalist gençler,  1 Mayıs Taksim iradesini birleşik gençlik hareketinin içerisinde kuvvetlendirmek ister. Gençliğin cephesel sendikal örgütlenmesi ile DİSK binası önünde başarılı bir direniş sergilenir. Liseliler ise hedefledikleri liselerde yüzde elli oranında boykot örgütlemeyi başarır.  Bu yıl Taksim kazanılamasa da faşist rejim Taksim iradesini kıramaz. 

1 Mayıs’ın yüzüncü yılı olan 2009 1 Mayıs’ı, Taksim’in kazanıldığı gün olur. Öncesinde ise sosyalist gençlik güçlü bir hazırlık çalışması yürütür.  1 Mayıs’a bir hafta kala hemen her gün eylemler vardır.  1 Mayıs sabahına kadar sosyalist gençler şimşek eylemleriyle Taksim iradesini büyütür. 1 Mayıs gününde ise barikat savaşları devrimci-demokratik kitlelerin zaferiyle sonuçlanır. Taksim Meydanı, faşist rejimin 2013 yılındaki karşı saldırısına kadar militan bir direnişle kazanılmış olur. 

1 Mayıs 2013’te gerçekleşen 1 Mayıs Taksim direnişi, halk ayaklanmasının da sürükleyicisi ve yol açısı olur. Faşist rejimin Taksim Meydanı’nı ezilenlerden çalmak istemesine karşı  sosyalist gençler Şişli barikatlarında  dövüşür. Diğer devrimci gençlik örgütleri de bu koldadır. Kararlı direniş gün boyu devam eder.

Bu süreçte sosyalist gençler, Taksim meydanında direnmeyi ve ısrar etmeyi siyasal çizgi olarak ortaya koyar. Gençlik hareketini birleşik tarzda örgütleyen sosyalist gençler, 6 Mayıs’ta Taksim’e işaret eder. Polisle göğüs göğüse çarpışmalar yaşanır. Faşist rejim, devrimci gençliğin geri çekilmeyeceğini anlar ve yürüyüşe izin verir ancak daha önemlisi bu militan tutum, tüm devrimci demokratik kitle hareketine cesaret aşılar. Sosyalist gençler de dahil olmak üzere Mayıs ayı boyunca, Taksim için sayısız çatışma ve gözaltı yaşanır. Bu devrimci kararlılık Gezi Ayaklanmasına giden yolu açar. Israr ve sebatla gösterilen devrimci çizgi kitlelere yol gösterir. Taksim meydanı başta olmak üzere tüm meydanlar ezilenler ve onların devrimci öncülerince özgürleştirilmiştir.

Gezi Ayaklanmasının devrimci enerjisini taşıyan 2014 ve 2015 1 Mayısları’da büyük direnişlere tanıklık eder. Beşiktaş ve Şişli iki devrimci güzergah olarak öne çıkar. 2015 yılında ise sosyalist gençler, geriye çekilme eğilimi gösteren Taksim iradesini kuvvetlendirmek için direnişin içeriğini büyütür. Okmeydanı’da örgütlenen direniş, aynı yılın en ileri ve militan cephesi olur. Yine aynı yıl Beşiktaş’ta sosyalist gençler çatışmanın en önündedir.  Sosyalist gençlik Taksim iradesini, 7 Haziran seçim başarısıyla buluşturabilmek amacıyla birleşik demokratik cephenin gençliğini de daha ileri bir pozisyona çekerek direnişin tarafı olarak örgütler.

2016 ile birlikte devrimci demokratik kitle hareketinin 1 Mayıs Taksim geriye çekilme eğilimleri güçlenir. Sendikalar Bakırköy’e işaret eder. Politik olarak Taksim iradesinin kırılmasını engellemek isteyen sosyalist gençler, “gençlik var” çalışmasının hayır iradesini Taksime taşımak ister. Zincirlikuyuda toplanan gençlik örgütleri faşist şeflik rejiminin yoğun saldırılarına rağmen 2017 1 Mayıs’ında Taksim’i zorlar.

Ancak devrimci demokratik kitle hareketinin yeninden toparlanmaya ve güç biriktirmeye ihtiyacı vardır. Sosyalist gençler bu ihtiyacı görür ve ona göre konumlanmakta gecikmez. Her şart altında Taksim iradesini canlı tutmak için Taksim meydanı öncü eylemlerle zorlanır. Kitle hareketinin moral ve güç toplaması içinse Bakırköy 1 Mayıs’ına devrimci enerji taşır. Faşist şeflik rejiminin kurallarına karşı sınırları genişletmek için fiili olarak çatışmalar gerçekleştirir.

Bugün değilse yarın : Taksimi Kazanacağız

Taksim direnişlerinin tarihi gösteriyor ki zaferler düz bir çizgide ilerleyerek kazanılmıyor. Devrimci mücadelede ileri ve devrimci çıkışlar yaşandığı gibi geriye düşüşlerde gerçekleşiyor ancak tarihsel deneyimler gösteriyor ki en zor koşullarda gerçekleştirilen devrimci direnişler, daha büyük atılımların yaratıcısı olmayı başarıyor.

Bugün de devrimci gençlik hareketi zorlu bir sürecin içerisindedir. Faşist şeflik rejimine ve kapitalist sistemin yıkımına karşı sürdürülen sebatkar direniş, içerisinden geçtiğimiz ayaklanmalar sürecinin de devindiricisi ve hazırlayıcısı olacaktır. Faşist şeflik rejimine ve ezilenlerin yaşamına karşı savaş açan kapitalizme karşı 1 Mayıs ve Taksim iradesini güncel kılmak, tarihsel olduğu kadar siyasal olarak da sosyalist gençliğin omuzlarındadır.